Abazi

Tıp dilinde abazi, bir kişinin motor fonksiyonlarında (kas gücü, koordinasyon) belirgin bir kayıp olmamasına rağmen yürüme yeteneğini kaybetmesi durumunu ifade eder. Kelime anlamı olarak “yürüyememe” demektir. Abazi, genellikle tek başına görülmez ve sıklıkla ayakta duramama anlamına gelen “astazi” ile birlikte kullanılır. Bu iki durumun bir arada bulunduğu tabloya astazi-abazi adı verilir.

Hastada kas gücü normaldir, bacaklarını yatakta rahatça hareket ettirebilir ancak ayağa kalkıp yürümeye çalıştığında bu eylemleri gerçekleştiremez. Bu durum, yürüme eyleminin karmaşık bir nörolojik ve psikolojik süreç olmasından kaynaklanır.

Abazinin temel olarak iki ana kökeni vardır:

1. Nörolojik (Organik) Nedenler

Beyin ve sinir sistemindeki belirli bölgelerin hasar görmesi, yürüme için gerekli olan motor planlama, denge ve koordinasyonun bozulmasına yol açarak abaziye neden olabilir.

  • Frontal Lob Lezyonları: Beynin ön bölgesi olan frontal lob, yürüme gibi istemli hareketlerin planlanmasından ve başlatılmasından sorumludur. Bu bölgedeki tümörler, inme (felç) veya travmalar “frontal ataksi” veya “yürüme apraksisi” olarak da bilinen duruma yol açabilir. Hasta ne yapacağını bilir ancak yürüme eylemini başlatamaz veya adımlarını sıralı bir şekilde atamaz.
  • Serebellar Hasar (Ataksi): Beyincik (serebellum), vücudun denge ve hareket koordinasyon merkezidir. Serebellumun hasar gördüğü durumlarda (ataksi), hasta ayakta durmakta ve yürümekte zorlanır. Adımları dengesiz, sarsak ve sarhoşvari bir hal alır.
  • Şiddetli Duyusal Ataksi: Bacaklardan gelen ve vücudun uzaydaki pozisyonu hakkında beyne bilgi taşıyan duyu yollarında ciddi bir hasar olduğunda ortaya çıkar. Hasta, özellikle gözleri kapalıyken ayaklarının nerede olduğunu hissedemez ve bu nedenle yürümesi neredeyse imkansız hale gelir.
  • Diğer Nörolojik Hastalıklar: İlerlemiş Parkinson hastalığı, Normal Basınçlı Hidrosefali gibi durumlar da yürüme yeteneğini ciddi şekilde etkileyerek abazi benzeri tablolara yol açabilir.

2. Psikojenik (Fonksiyonel) Nedenler

Psikojenik abazi, altta yatan herhangi bir nörolojik hasar olmaksızın, psikolojik faktörlere bağlı olarak gelişen yürüme bozukluğudur. Bu durum, genellikle konversiyon bozukluğu (yeni adıyla fonksiyonel nörolojik semptom bozukluğu) kapsamında değerlendirilir.

  • Konversiyon Bozukluğu: Kişinin yaşadığı şiddetli stres, travma veya duygusal çatışmaların, bedensel bir işlev kaybı olarak (bu durumda yürüyememe) dışa vurulmasıdır.
  • Klinik Özellikleri: Psikojenik yürüme bozuklukları genellikle “tuhaf”, “abartılı” ve “teatral” bir görünüme sahiptir.
    • Hasta yürümeye çalıştığında ileri geri sallanır, bacakları titrer, aniden dizleri bükülür ancak genellikle gerçek bir düşme ve yaralanma yaşanmaz. Düşecek gibi olsalar da son anda kendilerini toparlarlar.
    • Yürüme paterni anlık olarak veya muayene odasında dikkat dağıtıldığında değişebilir.
    • Genellikle ani bir şekilde, tetikleyici bir stresli olayın ardından başlar.

Tanı için öncelikle detaylı bir nörolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri (MR, BT) ile organik nedenlerin tamamen dışlanması gerekir. Eğer hiçbir nörolojik sebep bulunamazsa ve hastanın öyküsünde psikolojik faktörler ön plandaysa, psikojenik abazi tanısı konulur. Tedavi, altta yatan nedene göre planlanır; nörolojik durumlarda rehabilitasyon ve destek tedavileri, psikojenik durumlarda ise psikoterapi ve psikiyatrik destek esastır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ben Serkan

Hekim olarak mesleğimin bana öğrettiklerini, en sade haliyle anlatmak için bu blogu yazmaya karar verdim. Umarım buradaki yazılar merak ettiklerinize ışık tutar ve sağlığınız için küçücük de olsa bir fayda sağlar.

İletişime Geçelim Mi?