15 Kas 2025, Cts
6 7 9 A B D E I K O P R S T

“Islak saçla dışarı çıkma, hasta olursun!”, “Cereyanda kalma, tutulursun!”, “Soğuk taşa oturma,…” Annelerimizden, büyüklerimizden duyduğumuz bu uyarılar, nesillerdir hayatımızın bir parçasıdır. Hastalıkları doğrudan hava koşullarına, özellikle de soğuğa bağlayan bu inanışın kökleri aslında çok derindir ve tıp tarihinde Latince bir terimle karşılık bulur: A Frigore.

Kelime anlamı olarak “soğuktan” veya “soğuk sebebiyle” anlamına gelen “a frigore”, mikropların keşfinden önceki tıp dünyasında sıkça kullanılan bir tanısal ifadedir. Peki, bu kadim terim günümüz bilimi için ne ifade ediyor? Gerçekten de soğuk bizi hasta eder mi, yoksa bu sadece modern tıbbın çürüttüğü bir efsane midir? Gelin, “a frigore” kavramının izini sürerek soğuğun vücudumuz üzerindeki gerçek etkilerini aydınlatalım.

Efsane: Soğuk Algınlığının Sorumlusu Soğuk mu?

“A Frigore” teriminin en yaygın ve en yanlış kullanıldığı alan, şüphesiz “soğuk algınlığı”dır. Yüzyıllar boyunca insanlar, soğuk havaya veya neme maruz kalmanın doğrudan nezle veya gribe neden olduğuna inandı. Bu inanış o kadar güçlüydü ki, hastalığın adı bile “soğuk” kelimesini içeriyordu.

Ancak Louis Pasteur ve Robert Koch gibi bilim insanlarının Mikrop Teorisi‘ni geliştirmesiyle her şey değişti. Artık biliyoruz ki soğuk algınlığının sebebi soğuk hava değil, 200’den fazla farklı virüsün, özellikle de Rhinovirüslerin neden olduğu bir enfeksiyondur. Bu virüsler, hasta bir kişinin öksürmesi, hapşırması veya dokunduğu yüzeyler aracılığıyla bulaşır.

Peki, efsanenin doğruluk payı hiç mi yok? Kısmen var, ama sanıldığı gibi değil. Kış aylarında daha fazla hasta olmamızın birkaç dolaylı sebebi vardır:

  1. Kapalı Ortamlar: Soğuk havalarda insanlar kapalı ve kalabalık ortamlarda daha fazla vakit geçirir. Bu durum, virüslerin kişiden kişiye bulaşmasını kolaylaştırır.
  2. Kuru Hava: Kışın hem dışarıdaki havanın nemi azalır hem de iç mekan ısıtıcıları havayı kurutur. Kuru hava, burnumuzdaki ve boğazımızdaki koruyucu mukoza tabakasını kurutarak virüslerin vücuda girmesini kolaylaştıran küçük çatlaklara neden olabilir.
  3. Zayıflayan Savunma: Bazı araştırmalar, vücut sıcaklığının düşmesinin, bağışıklık sisteminin virüslere karşı verdiği ilk tepkiyi bir miktar yavaşlatabildiğini öne sürmektedir.

Yani soğuk hava, virüs için bir davetiye çıkarabilir ama hastalığın asıl nedeni virüsün kendisidir. Soğuk algınlığı, kelimenin tam anlamıyla “a frigore” bir durum değildir.

Gerçek: Soğuk Gerçekten Neden Olduğunda

“A frigore” kavramının tıbben geçerli ve tehlikeli olduğu durumlar da vardır. Bunlar, soğuğun dolaylı bir kolaylaştırıcı değil, doğrudan bir etken olduğu hastalıklardır:

  • Hipotermi: Vücudun ısı üretme hızından daha hızlı ısı kaybetmesi sonucu çekirdek vücut sıcaklığının tehlikeli seviyelere (35°C’nin altına) düşmesidir. Titreme ile başlar, kafa karışıklığı, uyuşukluk, konuşma güçlüğü ve bilinç kaybı ile ilerler. Acil tıbbi müdahale gerektiren, ölümcül olabilen gerçek bir “a frigore” durumdur.
  • Donma (Frostbite): Deri ve altındaki dokuların dondurucu soğuğa maruz kalarak kelimenin tam anlamıyla donmasıdır. Dokularda buz kristalleri oluşur, kan akışı durur ve hücre ölümü başlar. En sık parmaklar, burun, kulaklar ve yanaklarda görülür. Kalıcı hasara ve kangrene yol açabilir.
  • Raynaud Fenomeni: Soğuk veya strese tepki olarak el ve ayak parmaklarındaki küçük atardamarların aşırı derecede büzülmesidir (vazospazm). Etkilenen bölgelerde kan akışı azaldığı için önce beyaz, sonra mavimsi bir renk alır ve ısındığında kan akışı geri dönerken parlak kırmızıya döner. Bu durum ağrılı olabilir.
  • Soğuk Ürtikeri (Cold Urticaria): Soğuğa maruz kalan ciltte kaşıntılı, kırmızı kabarcıkların (kurdeşen) ortaya çıktığı nadir bir reaksiyondur. Soğuk bir içecek içmek bile dudaklarda ve boğazda şişmeye neden olabilir. Bu durum, bağışıklık sisteminin soğuğa bir alerjen gibi tepki vermesidir.
  • Pernio (Soğuk Isırığı/Chilblains): Dondurucu olmayan soğuk ve nemli havaya tekrar tekrar maruz kalma sonucu oluşan, derideki küçük kan damarlarının ağrılı iltihaplanmasıdır. Genellikle kaşıntılı, kırmızı şişlikler olarak görülür.

Eskiden Yeniye “A Frigore”

“A Frigore” terimi, tıp tarihinin tozlu raflarından modern bilimin laboratuvarlarına uzanan ilginç bir yolculuğu temsil eder. Artık biliyoruz ki, soğuk algınlığının suçlusu soğuk değil, virüslerdir. Ancak bu, soğuğun masum olduğu anlamına gelmez.

Bu kadim Latince terim, bize hem bilimin nasıl evrildiğini gösteriyor hem de vücudumuzun çevre koşullarına ne kadar duyarlı olduğunu hatırlatıyor. Annelerimizin uyarıları belki bilimsel olarak yüzde yüz doğru olmasa da altında yatan temel bir bilgelik barındırır: Vücudunu dinle ve onu aşırı koşullardan koru. Çünkü bazen hastalıklar, gerçekten de “a frigore”, yani soğuktan olabilir.

Related Terimler

Dr. Serkan Sezer

Dr. Serkan Sezer, göğüs hastalıkları ve yoğun bakım uzmanı olarak 13 yıllık deneyimiyle solunum yolu hastalıkları ve kritik hasta bakımı alanında uzmanlaşmıştır. Hastalarına en güncel, kanıta dayalı ve etkili tedavi yöntemlerini sunarken, blogunda sağlık, solunum hastalıkları ve yoğun bakım konularında bilgilendirici ve güvenilir içerikler paylaşmaktadır.