1. Anasayfa
  2. Haber
  3. Her 10 Çocuktan 1’inde Nörogelişimsel Bozukluk Görülüyor – SAĞLIK

Her 10 Çocuktan 1’inde Nörogelişimsel Bozukluk Görülüyor – SAĞLIK

Yorum Teşvik
Bu makalede sunulan bilgiler, uzman bir tıbbi ekip tarafından titizlikle incelenmiştir. Bununla birlikte, sağlığınızla ilgili herhangi bir karar vermeden önce mutlaka bir doktora danışmanız önemle tavsiye edilir. Bu içerik, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve hiçbir şekilde profesyonel tıbbi yardımın yerini tutmaz.

Hiperaktivite, dikkat eksikliği, öğrenme ve konuşma bozuklukları, otizm… Çocukların beyin gelişiminde ve sinir sistemi işlevlerinde ortaya çıkan aksaklıklarla ilişkili olan ve nörogelişimsel bozukluk olarak adlandırılan bu tablolar oldukça sık görülüyor. Hiperaktivite, dikkat eksikliği, öğrenme ve konuşma bozuklukları, otizm… Çocukların beyin gelişiminde ve sinir sistemi işlevlerinde ortaya çıkan aksaklıklarla ilişkili olan ve nörogelişimsel bozukluk olarak adlandırılan bu tablolar oldukça sık görülüyor. Genetik yatkınlık, epigenetik ve birçok çevresel faktörlerin görülme riskini artırdığı nörogelişimsel bozukluklar genellikle çocukluk çağında başlıyor ve erkek bireylerde daha sık gözlemleniyor. Bu bozukluklar çocukluk çağında belirginleşip, bilişsel, sosyal, duygusal veya motor becerilerde zorluklara yol açabiliyor. Her 10 çocuktan birinde nörogelişimsel bozukluk görülüyorken, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukların % 5-7’inde kendini gösteriyor ve 36 çocuktan 1’inde otizm şeklinde ortaya çıkıyor. Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölümü’nden Uz. Dr. İbrahim Zeyrek, nörogelişimsel bozukluklar hakkında en çok merak edilen soruların yanıtlarını paylaştı. Akranlarla iletişim kurmada zorluklar gözlemlenebiliyor Ebeveynlerin en çok merak ettiği konuların başında nörogelişimsel bozuklukların belirtileri ve nedenleri gelmektedir. Bir uzmandan profesyonel yardım almadan önce anne ve baba adaylarının gözlem sonucu bir uzmana danışmalı mıyız? Sorusunun cevabını hangi sorularla arayacağı hususu önem taşımaktadır.  Belirtiler bozukluğun türüne göre değişiklik gösterse de genel olarak iletişim ve sosyal etkileşimde zorluk, konuşmada gecikme, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite ve dürtüsellik, akademik becerilerde zorlanma, motor becerilerde koordinasyon eksikliği, davranışlarda tekrarlayıcılık veya sınırlı ilgi alanları ile gelişimsel kilometre taşlarını geç tamamlama olarak sayılabilmektedir.  Birbirinden farklı nörogelişimsel bozukluklar saptanabilir En sık görülen nörogelişimsel bozukluklar arasında otizm spektrum bozukluğu (OSB), dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (dehb), öğrenme güçlükleri (disleksi, diskalkuli, disgrafi), zihinsel yetersizlik, dil ve konuşma bozuklukları ile tik bozuklukları yer almktadır. Bu bozuklukların genellikle önemli bir kısmı yaşam boyu devam eder. Ancak semptomların şiddeti zamanla değişebilir. Erken müdahale ve sürekli destekle bireylerin bağımsızlık ve işlevsellik seviyeleri artırılabilir. Pek çok nörogelişimsel bozuklukta genetik faktörlerin önemli bir rolü vardır. Ancak çevresel faktörler, beyin gelişimini etkileyen prenatal (doğum öncesi) ve perinatal (doğum sırasındaki) durumlar da etkili olabilmektedir. Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda genetiğin rolü çok büyüktür. DEHB’de genetik faktörlerin rolü %70-80 civarındadır. Otizmde 800 den fazla gen sorumlu bulunmuştur. Ancak çoğu vaka sporadik olarak sonradan oluşmaktadır. Zihinsel yetersizlikte genetik kökenli vakaların %30-35’inde etken saptanabilmektedir. Saptanabilen genetik nedenler arasında en sık görülenler Down Sendromu ve Frajil X Sendromudur. Özgül öğrenme bozukluğunda da klinik örneklemde yüksek düzeyde genetik nedenler tespit edilmiştir.  Erken tanı bireysel bağımsızlık ve işlevsellik sürdürmeyi mümkün kılıyor Nörogelişimsel bozukluklarda erken tanı ve müdahale sağlıklı bir gelişim süreci için kritik öneme sahiptir. Çocuğun gelişimini destekleyen bireyselleştirilmiş eğitim ve terapi planları, uzun vadeli sonuçları olumlu yönde etkilemektedir. İlk 5 yaş beyin gelişimi açısından kritik önem arz eder daha fazla olmaktadır. Uygun tedavi ve müdahalelerle bireyin işlevselliği ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Özelikle otizmde erken ve yoğun özel eğitimin önemi çok büyüktür. Özel eğitim, konuşma terapisi, davranış terapisi, ilaç tedavisi (özellikle DEHB, otizmde eş hastalık durumunda ve bazı tik bozuklukları için) ve aile eğitimi destek programları erken müdahale ile çocuğun hayatta tek başına bazı becerileri kazanması ve hayata adapte olması şansını artırmaktadır.Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Yorum Teşvik
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi bizimle ve diğer okuyucularımızla paylaşmak için aşağıya bir yorum bırakın. Sizin görüşleriniz bizim için çok değerli!

Haber Ajansi

Abonelisi olduğumuz çeşitli haber ajanslarından elde edilen verileri titizlikle değerlendirerek, sizlere tarafsız ve güvenilir bir haber kaynağı sunmayı amaçlıyoruz. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek, gündemi yakalamanızı ve dünyada olup bitenlerden haberdar olmanızı sağlamak için çalışıyoruz.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir