- Klinik muayenede elle tespit edilmeyecek kadar küçük tümörlerin yerinin doğru ve hassas bir şekilde belirlenmesini ve çıkarılmasını sağlamaktadır. Tümörlerin çıkarılması için kullanılan tel yönteminde telin bir kısmı vücudun dışında olduğundan hastaların ameliyattan önce teli çarpmamaya veya hareket ettirmemeye dikkat etmeleri gerekiyordu. Rahatsız edici olmasının yanı sıra, tellerin memeden dışarı çıkması bazı hastalar için sıkıntı vericiydi. RFID yönteminde ise hasta, çipin yerleştirilmesinden sonra memede varlığını hissetmez. Aynı zamanda çipleri kaydırma korkusu olmadan hasta rahatlıkla hareket edebilir.
- Tedaviye direkt kemoterapi ile başlanan hastalarda tümörün tam kaybolma durumlarına karşı tümör yatağının (kanserin önceki olduğu bölgenin) doğru bir şekilde çıkarılması için kemoterapi öncesinde tümör sınırlarına yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu teknoloji öncesinde; tedaviye başlayacak hastalara kemoterapi öncesinde ve sonrasında iki kez işaretleme işlemi yapılıyordu. Bu yöntem sayesinde hastalar bir kere çip yerleştirme işlemi ile tedaviye başlayabilme imkanına sahip oldu.
- Bu yöntem tedavi öncesinde metastaz bulunan lenf bezlerinin yerinin belirlenmesini ve ameliyatla çıkarılması kolaylığını da sağlamaktadır. Tedavi öncesinde lenf nodu içine konulan çip ikinci kez işaretlemeye gerek olmadan çipi saptayan özel detektör / okuyucu yardımıyla çıkarılabilmektedir.
Daha kolay planlama ve daha fazla cerrahi hassasiyet sağlıyor RFID çipleri ameliyattan günler, haftalar önce yerleştirilebilmektedir. Bu, hastalara ve sağlık ekiplerine planlama konusunda daha fazla esneklik sağlamaktadır. Aynı zamanda RFID yönteminde kullanılan detektör sayesinde çıkarılmak istenen bölgenin yeri, milimetrik ölçülerde hassas bir şekilde belirlenebilmektedir. Bu sayede gereksiz sağlam meme dokusu çıkarılmadan nokta atışı olarak hedefe yönelik bölge çıkarılması sağlanmış olur. Kozmetik olarak da hastalara avantaj sunmaktadır.Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–